20 Aralık 2009

Üzüldüğünü belli etme

Sinirden kendi kendinizi yesenizde, bazı insanlara kızamadığınızı görürsünüz. Kızamazsınız. Deli etsede deliremezsiniz. Siz o kişiyi bir başkasının fırtınasından yara alıp hayatın bir dalına tutunmuş savrulurken bulursunuz. Elinizi uzatır, onu kurtarırsınız. Çünkü o kişi sizin için nefestir, sudur.

Bilirsiniz.
Nefes almadan yaşamanız olanaksızdır.

Hayatınızın hemen hemen her döneminde karşınıza çıkar böyle insanlar. Onlar sizin parazit yaşamınızdır ve siz bu konuda hep körsünüzdür, hep sağırsınızdır. O insan -ki o sizin nefesiniz- hayatınıza nasıl girdiği belli olmaz. Farketmezsiniz varlığını önce. Hayatınızı nasıl allak bullak edeceğini bilemezsiniz. Henüz nefesiniz olmamıştır. Yavaş yavaş girer kanınıza. Yavaş yavaş damarlarınızda dolaşır benliği. Bir bakarsınız o artık o değil.. Daha doğrusu tam anlamıyla o değil. Size karışmış bir "o". Bu kısa bir dönemdir. Size karışan karışmıştır. Artık siz, siz değilsinizdir. O, artık nefesinizdir.

Bilirsiniz.
Nefes almadan yaşamanız olanaksızdır.

Siz, onun bir gülümseyişiyle hayat bulurken o farklı işler peşindedir her zaman. Bu hep böyle süregelmiştir nesiller boyu.. Acı çekersiniz. Bir daha mutlu olamayacak gibi olursunuz. Hayatınıza nasıl bir anda girmişlerse, öylede çıkar bu insanlar. Adına çiçeklerden taç yaptığınız "o" artık yoktur. Siz istediğiniz kadar savunun kendinizi, istediğiniz kadar yorun mekanizmanızı, ağlatın organizmanızı.. Fayda etmeyecektir. Nefes alamayacak gibi olursunuz. Çünkü gitmiştir.

Bilirsiniz.
Nefes almadan yaşamanız olanaksızdır.

Sizin üzüntünüzün hiç bir anlamı yoktur o insanlar için. Duygularınızın ve düşüncelerinizin de.. O'nun yaşadığı şey belki de sadece "şey"dir. Bilemezsiniz. Kafanızın içinde bin tane soru işaretiyle hayatın bir dalına tutunmaya çalışırsınız ve sizi, nefesi olduğunuz -muhtemelen duygularının ve düşüncelerinin size bir şey ifade etmediği ve yokluğunuzda nefes alamayacak gibi olan- biri kurtarır. Siz o birine teşekkür eder, belki en fazla yanağına bir buse kondurur, dizlerinizdeki tozu temizleyip saçınızı düzelttikten sonra dönüp gidersiniz. Şimdi nasıl yaşayacağınızı düşünürsünüz. Lakin giden gitmiştir ve muhtemelen şimdi başka dallardan aşk topluyordur. Yorgunsunuzdur. Yatağınıza uzanır, yorganınızı üstünüze çekersiniz. Temmuz ayında bile olsanız, hava soğuk gelir. Nefes alamayacak gibi olursunuz.

Bilirsiniz.
Nefes alm..
Neyse..

Lavinia*